Hayat bu, bir kez yaşıyoruz. Onun için çok değerli belki de... Ya da onun için kolayca harcanabilir kimimiz için... Değeri tartışılmaz da olsa, kolayca harcayanlardan da olsak, hayatımıza kendimiz dışında birileri müdahale ediyorsa eğer asabileşir nedense. Müdahaleci, kimimiz için alabildiğince kötüdür, kimimiz yere göğe koyamayız, o kadar iyidir yani. Bu tür yaklaşımımızı da daha çok doktorlara yöneltiriz sanki. Peki ya doktorlar kendilerini nasıl değerlendirirler? Meleklik mertebesine mi çıkarlar yoksa şeytanlık mı yakındır onlara... Aslında sorunun yanıtını hepimiz biliyoruz... Ne de olsa hepimiz insanız.
Beyaz pamuksu kanatlarıyla iniyor gökyüzünden. Onu tanıyabilirseniz gözlerinizin içi parlıyor çünkü biliyorsunuz; var oluş amacı size iyilik etmek. O, bir melek. Bir de hangi şekilde tasvir edilirse edilsin, genel kabulde hemcinsi, türevi, benzeri olan var. Ona kırmızıyı çok yakıştırıyoruz. Kötülüğün baş temsilcisi daha da ötesi müsebbibi o. Adına da şeytan diyoruz. Hangi ilahi, edebi ya da mitsel kabuller üzerinden yaklaşırsanız yaklaşın, melek ile şeytan her yaklaşımda belli başlı bazı özelliklerle tanımlanıyor. Kısaca melek, varlık sebebi iyilik yapmak olan ve kısaca şeytan, kötülüğün baş temsilcisi olan. Biz de her ikisine de eşit mesafede kalan insanlar... Oysa biliriz ki mesafenin eşitliği daha çok bizim nerede durduğumuz ya da nereden görüldüğümüzle doğru orantılı olarak bozulabilir. Ve hepimiz içimizdeki melek/şeytanlarla barışmaya çalışarak yaşar gideriz.
Hayatlarımıza anlam katan bağlantı alanlarında anlamın dozunu kaçırıp hırsa kapılmak da vardır içimizde, dozu düşürüp kaçırdığımız anlamı aramak da.
Peki hiçbir pencereden bakmazsanız kırmızı olan beyazdan ne kadar kırmızı? Ya da kime göre, neye göre, hangi palete göre kırmızı? Peki ya beyaz, aslında ne kadar beyaz? Aynı beyazı mı beyaz yani melek zannediyoruz, yoksa hepimizin beyazı mı başka?
Bu sayımızda kapak dosya konumuz "Doktorların felsefi özdeğerlendirmesi." Sorumuz; "Doktorlar melek mi, şeytan mı?" Temelde hastaların yaptığı genellemeler üzerinden düşünülürse, doktorlar kendilerini, birbirlerini nasıl değerlendiriyor? Meleklik ve şeytanlık kavramları doktorluk açısından düşünüldüğünde bu meslekle örtüşebilir mi? Bir doktorun melek ya da şeytan olarak değerlendirilmesini belirleyen koşullar nelerdir? Bir doktorun gözünden doktor kimdir ya da doktor kendini hayat içinde nasıl tanımlar? gibi soruların cevaplarını irdelediğimiz kapak dosyamızda konuyla ilgilenen hekimlerimizin görüşlerini aldık.
Yorumlar
Yorum Gönder